Şizoit Diyalektik - II

Adaplı Kişi:
- Nedir Durum? Kafan mı iyi hala?

Avare Kişi:
- Gibi.. Gelirken daha iyiydi, Vengo’nun film müziklerini dinliyordum. Otobüste ağlamamak için kendimi çok tuttum.

Adaplı Kişi:
- Ağlasaydın olum… Kimden utandın?

Avare Kişi:
- Kendimden… Düşündüklerimden.. Ağlamayı hak etseydi eşiğe getirenler, tutar mıydım içimde… Biliyorsun: içimde kanser yapacağına dışımda konser yapsın…

Adaplı Kişi:
- Eeee.. O zaman problem ne? Madem hak etmiyorlar ağlamayı, üzülmeye ne hacet?

Avare Kişi:
- Üzülmek güzeldir be abim bu duygu… Başka bir şey. Adama sevinçten daha çok şey katan. Geçmez de Mutluluk gibi bir çırpıda. Kalır içinde yenisiyle tanışana kadar. Bu duygun her anının tadını çıkarabiliyorsan, çıkarabiliyorsun soktukları şeyi soktukları yerden. No tengo lugar y no tengo paisaje yo menos tengo patria… Belki de bunu içindir?

Adaplı Kişi:
- Muharrem?

Avare Kişi:
- Yok daha eski… “Adı olmayan yerlerden geldim, toprağım yok, vatanım belirsiz” diyor…

Adaplı Kişi:
- Sen ne diyorsun bu duruma?

Avare Kişi:
- “Ateşler yakıyorum parmaklarımla ve sana şarkılar söylüyorum yüreğimle. Yürek telim gönül yakıyor. Aşkın toprağında doğdum. Yerim yok, toprağım yok, yurdum yok. Böyledir, bizim kadınlarımız. Senin ızdırabınla senin şarkını söylediğinde, seni darmadağın eder.” Diye devam ediyorUZ. Bu size bir tat vermiyor. Ama bizi acıtıyor, tadı tadamayışınız.

Adaplı Kişi:
- Biz derken? Siz Derken?

Avare Kişi:
- Sen – Ben… Biz, siz, onlar… Ne demiş Celalettin-i Rumi:

“Ben bende değil… Belki sendedir… Sende hem sen hem ben… Ben hem seninim hem benim… bir garip hale düştüm bilmiyorum… Senmi bensin ben mi senim…”

Sen, Ben, Onlar diye bir şey yok… Yalnızca BİZ var farkına varır isen. İnsanı ile, Ağacı ile, böceği ile... Biz'in farkına varamazsan yalnız ölürsün. Gömülmeden daha… Tek başına boktan bedeninde…  Aile gibi düşün… Hani annene hangimizi daha çok seviyorsun sorusu hep manasız gelmiştir ya hani. Çünkü Annen ayıramaz birbirinden çocuklarını ve çocuklarından kendisini. Anlatamadım değil mi yine?

Adaplı Kişi:
- Neyi?

Avare Kişi:
- Çay taze.. Doldurayım mı?

Adaplı Kişi:
- Yok sağ ol… Ben biraz açım…

Avare Kişi:
- Neye?

Adaplı Kişi:
- Seninle birlikte müzik dinleyip, hayal kurmaya.

Avare Kişi:
- Evet.. Bende. Hani şu uykuya dalmadan önce, istekler, arzular ve başrolde güzel geleceğin olduğu hayaller değil mi? Genelde çalan şarkıyı sen çalıyormuşsun gibi başlayıp rüyalara daldığın…

Adaplı Kişi:
- Yüzünü dökme… Lütfen… Hep böyle başlıyor alkole kaçışların…

Avare Kişi:
- Yok yok… Aklıma bir şey geldi… Onu düşünüyordum…

Adaplı Kişi:
- Bunu şimdi uydurdun değimli?
Avare Kişi:
- Evet…

Adaplı Kişi:
- Merci…

Avare Kişi:
- Koray’ın da dediği gibi…

“Geçmişi, ne unutturur ne de yaşatır.. Asalak oluverirsin… Hayat işte.. Neyin kararını sen veriyorsun ki? Sanıyorsun ki yürüyorsun. İtiyorlar be adam.. Taşıyorlar.”

Adaplı Kişi:
- Sonuç?

Avare Kişi:
- MEDET...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder