Yürüdüm

Yürüdüm...
Yürüdüm durmandan...
Ne gittim ne geldim ne de durdum..
Sadece yürüdüm durmandan.
Tökezlemedim değil,
Suratım çok çamur gördü,
karalığım belki bundandır.
Ruh yıkanmaz ki mori aklansın...

Yürüdüm...
Ayaklarım kıskandı yürümemi.

Gittim..
Kalanlar kıskandı gidişimi.

Geldim..
Bekleyenler kıskandı dönüşümü.

Durdum..
Devinenler kıskandı Duruşumu..

Ama ben,
Ne gittim ne geldim ne de durdum..

Ben sade sevdim, Sade aşık oldum..
Kör kepek gibi..

Sade..
Ak dünyanızda KARA leke gibi...

Yürüdüm gittim...

Döngü

Kara kahverengi bir tonda varolamamak.
Ne kumu, ne de rüzgarı hissedememek...
Toprağı bilmeden göç etmek.
Güneşi görmeden ateşten sıcağı tasvir etmek.. 
Boğulmadan nefesi,
Kanamadan yarayı,
Bakar iken dokunmayı anlatmaya çalışmak.. 

Dokunabildiğin şeye bakmayı, bakabildiğin şeye dokunmayı anlayamaya bilirsin üçünüde anlamadığın zaman.. 

"Us"lanmak durulmak değildir. Akıllı ama sapkın olabilirsin. Ama Us'lu ve salak olamazsın.

Beklemek kadar umarsız, Umar kadar çaresiz dil hataları... Dilin kemiği yok, hata insana has.. Yada öyle sanır.. Filhakika hayat değil mi sanrı.. 

Velev ki kendimizi yaşıyoruz, bu fikrimi dütrüp duran kim? Ben isem neden mani olamıyorum. 

Hiç birisini hatırladığınızda topuklarınız kaşındı mı?

Sen istemesen bile dönen bir dünyada yaşamanın koşulsuz itaati içerisinde neye ne kadar isyan edebilirsin ki?

Nereye Kadar,

Yazacaksın,
Okuyacaksın,
Ne kadar vaktin vard bunu fütursuzca harcıyacaksın,
Koşacaksın,
İçeceksin,
Ayılacaksın,
Ayılamayacaksın,
Susacaksın,
Susayacaksın...
Ama enikonu bi sigara yakacaksın.... (Ohhh...)

"Kelimeler... Gerçeğin Beceriksiz avcıları.." M.K.K." 

Velhasılkelam aldığın değil, verdiğin nefes kadarsın... 

Babamında dediği gibi; Merci...