Az Sigara

Çok uzun yazmayı amaçlayarak başlıyorum işe. Ama o kadar az sigaram var ki... Yazar iken arada yanıp kül olmalarına seyirci kalamayacağım kadar. (çeker bir duman)

Uzun yazıların okunmadığı, derin şeylerin konuşulmadığı, güzel hislerin yaşanmadığı bir zamanda yaşıyoruz. Böyle bir zamanda yaşıyor isek bu zamanın böyle olmasının nedeni biziz.

"Ne de çabuk yarıya indi sigara"

Sigaranın yarıya indiğinin farkına varabilir iken ömür öyle değil. Ne kadarı yarısı? Geriye ne kaldı? Ömür bir nevi tiryakinin son sigarası. Onun için her fırtda keyfine varmalı.

"Müzik Bitti." "Takiben sigara." "Ama kahve hale mevcut."

Şunu : ... dinlemek istedim bir an. Şarkı yeni olsa da kendileri eskiye ait. Ama;



"çingeneler keder topluyor biliyorum, ağlıyorum.
çingeneler yağmur bekliyor biliyorum, ağlıyorum." kısmı bir beter eder beni.

"Ne gerek vardı?" bu zamanın sorusu bu oldu... "Ne gerek vardı?"

Hem bana, hem bize... Sorduğum soru genel de bu oldu... "Ne Gerek vardı?"

"Olmasa olmaz mıydı?", "Şart mıydı?", "Ne gerek vardı?"

Savaş doğamızda var... İçimizde, derinlerimizde... Bazısı sığ, bazısı derin denizlerde... Ama savaş her zaman fırtına halinde..

İyisiyle, kötüsüyle devamlı bir kavga halindeyiz... Bu kavga ki bazen hayra, bazen Şer'e.. Ama daimi bir kavga.. Samimi olduğumuzu sandığımız kadar yabancı, yabancı gözükmeye çalıştığımız kadar samimiyiz.

(Aklımın köşesinde sanki bu an için sakladığım hissine kapıldığım şarkıyı çıkartmak için çabalıyorum... Müziksiz bırak yazmayı yaşayamam bile... En iyisi kahveyi tazelemek...)

-Mutsuzluk kişisel bir şey olsa idi etrafta üzgün insan olmazdı-

Mutsuz olan her insan çevresindeki mutlu insanları en azından onun mutsuzluğunu paylaşacak kadar mutsuz etmekle mesul gibi yaşar. Savaş doğamızda var.

(Yeni kahve, yeni sigara... Aynı hayat, benzer kaygılar... )

Bu gün hayatımın belki de en gereksiz işini yaptım... Yaparken de hiç gücenmedim zamana. Üşenmedim...

The Division Bell
İlk küme dağaldı artık.
Benim için ne istiyorsun şimdi?
Zıt kutuplar bir olamaz
Kahramanlarda düşman…
Özgürlük için büyük bir gün.
İçini dışına giyemek gerekir bazen hislerin
Geri almak için zamanı, hayatı.
Yaşama dönüyor böylelikle kaybettiklerin.
Konuşmaya devam, konuşmaya devam, konuşmaya devam…
Kelimelerimi kaybettim.
Yüksek umutlar düşük hayatlar yaşatır.
d’Artagnan - 20/04/12-21:57-07160



Benim için "Emek" harcansın istiyorum... Onun için böyle işler yapıyorum. Ama "Emek" harcamaya koşmuyorum insanları. isteyene beni muylu etmek. Belki de sorumsuz birisi olduğumdan dolayı karşı tarafdaki insanlara mesuliyet yüklemekden kaçınmak.. - Kişi kendi gibi bilir dünyayı-

-Çok özlemişim seni... Çookk... Bilsen ne de güzel dinlersin beni... Ama bilemezsin.. Bildiğin anda kendinin güzelliğinden beni dinlemez olursun.. Böylelikle beni güzel "dinlemez" olursun.. Ama Bilsen ne de güzel dinlersin beni..-

Bu dünyada en çok kendimi, Elif'i, Koray'ı, Uygar'ı ve Ankara'yı özlüyorum.. Yani en çok kendimi özlüyorum. Bulduğum da da sıkılıp kaçıyorum her defasında. (Çok depresif olmaya başladı.. Derhal kahve sigara... Yalnızlık "Eeee Ne çalayım?" diyecek birisinin olmamasıdır.)

Çok güzel bir şarkı buldu ve çalıyorum... Gerçekten saklıyormuşum.. Biraz tozlu, tuzlu, avucumda sedef...

Yine uykum gelmeden uyuyasımın geldi zamanlardayız.. Hayat ile yatak boğuşmaları..

"Keşke bütün bu günler bitse de Dün olsa" diye düşünür iken bu gün diye yaşadığım şeylerin "Yarın"a ait hayaller olduğunu gördüm.. Elimde hiç "Bu gün" yok iken "Dün"ü hatırlayamayacağımı, ve de "Yarın"ı kuramayacağımı fark ettikten sonra bir kez daha yitiriyorum "İnsana olan saygımı"

İnsandan nefret ettikçe kendimden, kendimden nefret ettikçe insandan soğuyorun. İnsandan soğudukça kendimden nefret ediyor, kendimden nefret ettikçe insana olan saygın tükeniyor.

(Hep birlikte dinleyelim)


"Herkes Yalan Söyler"

İnsan asla kendini tanıyamaz, bırak tanımayı kendisini uzaktan gören birisi eşiğindedir delirmenin. Kim ki kendi ile "Karşılaşır" içindedir çemberin.

Aramak boşa değil... Ama bulmak çok yüksek bir umut... Yüksek umutlar düşük hayatlar yaşatır.


İki hafta önce bir adam beni sokakta tokatladı... Bu gün başka bir adam "Yemin ederim seni buraya melekler gönderdi" dedi.. Acaba hangisi daha sarhoştu?

Bu da kapanış olsun...



İyi seneler...