Sıradan Bir Gün

23 Nisan Tatili Yapımı

YouTube'da İzlemek için işte tam buraya

Kendi Kendine Link Veren Adam... 
480p izlemeniz önerilir..

Şizoit Diyalektik - III


Kuizatz Haderah:
- Neye bakıyorsun?

Sihaya:
- Dışarıya… Yağmur yağıyor…

Kuizatz Haderah:
- Bakarak toprağın kokusunu, sesini duyamazsın… Daha fazla seyirci kala bu güzelliğe. Pencereyi aç bence.

Sihaya:
- Korkuyorum… İstemiyorum… Nasıl olsa birazdan biter yağmur. Boşu boşuna açmayayım pencereyi.

Kuizatz Haderah:
- Geri zekalı. Tabii ki bitecek bu yağmur. Sonsuza kadar yağmasını bekler isen, güneşin hayalini kuranlara saygısızlık edersin. Yaşamın da bir gün bitecek… Neden ısrar ediyorsun o zaman hala yaşamak için? Bir şeyin sonunu düşünerek yaşarsan zaten onu başlamadan bitirirsin. Aç şu pencereyi derhal.

Sihaya:
- Al işte… Senin zırvalarını dinlerken dinmiş yağmur… Gördün mü… Boşu boşuna açmış oldum pencereyi… Salak…

Kuizatz Haderah:
- Çıkart başını hafifçe pencereden… Kapat gözlerini… Deriiinn bir nefes al yaşadığın şu andan… O güzelim toprak kokusunu hisset… 

Arabaların ıslak sokaktan geçerken çıkarttıkları o sesi dinle.

Şemsiyelerini kapatmış, ıslak ayakkabılı şu kadını hisset… Bak bak hala su birikintilerinden kaçmaya çalışıyor… 

Sokağın karşısındaki lambanın altında oturan sırıl sıklam olmuş adamı hisset, sudan çıkmış balık gibi olmasına rağmen ona hiç yağmur yağmamış gibi hala. Islak elleriyle sigarasını yakmaya çalışıyor. Duyuyor musun… Kalktı gidiyor yanık sigarasıyla, çıplak ayaklarıyla hiç umursamadan geçiyor o kadının sakınarak kaçtığı su birikintilerinden. 

Bahçede ki erik ağacının her yaprağını hisset tek tek.. Her yaprağın üzerinde ki çiğ damlalarını hisset, az önce ki o güzel yağmurdan kalan o güzel damlaları hisset… 

Yağmurun dinmesini kutlayan kuşları dinle… Serçelere bak… Duş alıyorlar en son çıplak ayakla basılmış su birikintisinde…

Açmasaydın pencereyi bunların hepsini kaçıracaktın gerizekalı… Al sen BUNU dinleye dur. Ben şarap açıp geliyorum..

Sihaya:
- MerCi…

Kuizatz Haderah:
- "Korkmamalısın. Korku akıl katilidir. Korku toptan yok oluşu getiren küçük ölümdür. Korkunla yüzleşmelisin. Üzerinden ve içinden geçmesine izin vermelisin. Ve geçip gittiği zaman, geçtiği yolu görmek için iç gözünü ona çevirmelisin. Korkunun gittiği yerde hiçbir şey olmayacak. Yalnızca Sen kalacaksın''

Sihaya:
- Seni Seviyorum Aşkım…









 



Şizoit Diyalektik - II

Adaplı Kişi:
- Nedir Durum? Kafan mı iyi hala?

Avare Kişi:
- Gibi.. Gelirken daha iyiydi, Vengo’nun film müziklerini dinliyordum. Otobüste ağlamamak için kendimi çok tuttum.

Adaplı Kişi:
- Ağlasaydın olum… Kimden utandın?

Avare Kişi:
- Kendimden… Düşündüklerimden.. Ağlamayı hak etseydi eşiğe getirenler, tutar mıydım içimde… Biliyorsun: içimde kanser yapacağına dışımda konser yapsın…

Adaplı Kişi:
- Eeee.. O zaman problem ne? Madem hak etmiyorlar ağlamayı, üzülmeye ne hacet?

Avare Kişi:
- Üzülmek güzeldir be abim bu duygu… Başka bir şey. Adama sevinçten daha çok şey katan. Geçmez de Mutluluk gibi bir çırpıda. Kalır içinde yenisiyle tanışana kadar. Bu duygun her anının tadını çıkarabiliyorsan, çıkarabiliyorsun soktukları şeyi soktukları yerden. No tengo lugar y no tengo paisaje yo menos tengo patria… Belki de bunu içindir?

Adaplı Kişi:
- Muharrem?

Avare Kişi:
- Yok daha eski… “Adı olmayan yerlerden geldim, toprağım yok, vatanım belirsiz” diyor…

Adaplı Kişi:
- Sen ne diyorsun bu duruma?

Avare Kişi:
- “Ateşler yakıyorum parmaklarımla ve sana şarkılar söylüyorum yüreğimle. Yürek telim gönül yakıyor. Aşkın toprağında doğdum. Yerim yok, toprağım yok, yurdum yok. Böyledir, bizim kadınlarımız. Senin ızdırabınla senin şarkını söylediğinde, seni darmadağın eder.” Diye devam ediyorUZ. Bu size bir tat vermiyor. Ama bizi acıtıyor, tadı tadamayışınız.

Adaplı Kişi:
- Biz derken? Siz Derken?

Avare Kişi:
- Sen – Ben… Biz, siz, onlar… Ne demiş Celalettin-i Rumi:

“Ben bende değil… Belki sendedir… Sende hem sen hem ben… Ben hem seninim hem benim… bir garip hale düştüm bilmiyorum… Senmi bensin ben mi senim…”

Sen, Ben, Onlar diye bir şey yok… Yalnızca BİZ var farkına varır isen. İnsanı ile, Ağacı ile, böceği ile... Biz'in farkına varamazsan yalnız ölürsün. Gömülmeden daha… Tek başına boktan bedeninde…  Aile gibi düşün… Hani annene hangimizi daha çok seviyorsun sorusu hep manasız gelmiştir ya hani. Çünkü Annen ayıramaz birbirinden çocuklarını ve çocuklarından kendisini. Anlatamadım değil mi yine?

Adaplı Kişi:
- Neyi?

Avare Kişi:
- Çay taze.. Doldurayım mı?

Adaplı Kişi:
- Yok sağ ol… Ben biraz açım…

Avare Kişi:
- Neye?

Adaplı Kişi:
- Seninle birlikte müzik dinleyip, hayal kurmaya.

Avare Kişi:
- Evet.. Bende. Hani şu uykuya dalmadan önce, istekler, arzular ve başrolde güzel geleceğin olduğu hayaller değil mi? Genelde çalan şarkıyı sen çalıyormuşsun gibi başlayıp rüyalara daldığın…

Adaplı Kişi:
- Yüzünü dökme… Lütfen… Hep böyle başlıyor alkole kaçışların…

Avare Kişi:
- Yok yok… Aklıma bir şey geldi… Onu düşünüyordum…

Adaplı Kişi:
- Bunu şimdi uydurdun değimli?
Avare Kişi:
- Evet…

Adaplı Kişi:
- Merci…

Avare Kişi:
- Koray’ın da dediği gibi…

“Geçmişi, ne unutturur ne de yaşatır.. Asalak oluverirsin… Hayat işte.. Neyin kararını sen veriyorsun ki? Sanıyorsun ki yürüyorsun. İtiyorlar be adam.. Taşıyorlar.”

Adaplı Kişi:
- Sonuç?

Avare Kişi:
- MEDET...

İçimde Film Çekiliyor...


Gerçek Kişi:
 - İçim çekiliyor… En sevmediğim histir bu… Dişçide sıranı bekler gibi… Böyle anlarda dünyanın gerçekten döndüğünü hissediyorum. Hem de içimde. Galaksiler arası savaş var midemde…

Hayali Kişi:
 - Sebep?

Gerçek Kişi:
- Sebep mezarında yosunlar bitsin vay bitsin. Yılanlar çıyanlar mekanın tutsun sebep sebep. Bir an olsun yurdun baykuşlar ötsün, Kimsesiz ellerde kalasın sebep amman Amman

Hayali Kişi:
- Nasıl yani? Ne demek istiyorsun?

Gerçek Kişi:
- Ben demiyorum Muharrem ERTAŞ diyor.

Hayali Kişi:
- Sen ne diyorsun?

Gerçek Kişi:
- Muharrem ağabey büyük adam.

Hayali Kişi:
- Böyle birbirimize mi bakacağız? Bir şey demeyecek misin?

Gerçek Kişi:
- Yekin yekin kalkamazsın yerinden yerinden. Ayrılasın sahibinden serinden sebep sebep. Ahirinden ben tutayım ben tutayım elinden elinden. İki yüzün kara olasın sebep amman Amman.

Hayali Kişi:
- Muharrem?

Gerçek Kişi:
- Ta kendisi.

Hayali Kişi:
- Böyle bir yere varamayız biliyorsun değil mi?

Gerçek Kişi:
- Celaleddin-i Rumi’ye hocası “Aramadan bulamazsın. En nihayet arasan da bulamazsın, bulmak yok o başka; ama anlaşılan o ki Celaleddin sen çok güzel arayacaksın” Demiş… Sen hala hangi yere varmaktan bahsediyorsun?

Hayali Kişi:
- Belki de varmak istediğimiz yer neyi arayacağımızdır?

Gerçek Kişi:
- Karnının içinde bülbüller öter bazen. Yanağında gül kokusu, dudağında şarap. Ellerin titrer, gözlerin buğulu. Huzurundan dolayı ne oturabilirsin rahatça, ne de ayağa kalkmak istersin.  Fenadır o anda yaşamın kırmızısı. Parmaklarının ucunda rüzgârı hissedersin. Sanki dalların yaprakların varmış, ama kökün yok. Özgür bir ağaç gibi. Nefesin kesilir, sonra ağır aksak bir şekilde kesik kesik çekersin evreni içine. Hani hıçkıra hıçkıra ağladıktan sonraki o nefes vardır ya. Onun gibi fakat huzurdan bu seferki. Bilirsin ki bastığın yer, eninde sonunda bastığı yerle birleşiyor, arada okyanuslar bile olsa.

Sonra başını kaldırıp güneşin alnını öpmesini seyredersin gözlerin kapalı. Okşar gül yanakları, şarap dudakları. Unutamayacağın “Anın Kokusu” nüfus eder zihnine, ırzına geçercesine.

İşte o anda neye sahipsen onu arayacaksın toprak seni isteyene kadar. Neyi arayacağın bu huzurda saklı. Bunu bilemiyorsan aramayı da bilemezsin. Sevmeyi bilmiyorsan gönlünde ki aşk kuyusuna bakarken iter birisi seni kuyunun dibine. Bakarsın oradan dünyaya aval aval.

Arzuna sahip çıkacaksın nefesin pahasına. 

İşte o zaman içinde bir iş görmenin güzelliği dolaşacak kanında. İçin çekilmeyecek.

Hayali Kişi:
- Kahve yapayım sana. Yat uyu istersen biraz. Bir de film açayım izlerken dalarsın ufak ufak.

Gerçek Kişi:
- Yok, sağ ol. İstemiyorum uyumak. Bira var mı evde?

Hayali Kişi:
- Ben bile yokum ki bu evde. Hatta evde bile değilsin sen.

Sokakta ki Adam:
- Pardon… Bi sigaranız var mı fazladan?

Gerçek Kişi:
- Tabi ki… Al buda yanında dursun… Kulak arkası…

Sokakta ki Adam:
- Sağ  ol. Gecen iyi olsun paşam.

Gerçek Kişi:
- Sen de sağ ol. Sen de sağ ol… Buradan böylece yolu takip edersem nereye varırım?

Sokakta ki Adam:
- Benim geldiğim yere. Ama yeni bir şey bekleme. Mutlaka birisi geçmiştir bulduğun her yeni yoldan. Yönünü bulmak istiyorsan, öncelikle geldiğin yoldan emin olacaksın. En kötü kararında bile bir önceki sapağı bulabilesin diye… Şarap var… İçer misin?

Gerçek Kişi:
- Bir yudum alırım.

Sokakta ki Adam:
- Unutma, ilk taşı en önde yürüyen yer kafasına. Buda yanında dursun… Kulak arkası…

Gerçek Kişi:
- Kim demiş bu sözü?

Sokakta ki Adam:
- Sen dedin salak, iki üç ay önce… Hadi git evine artık… Yat biraz uyu… Üşümeye başladım…

Gerçek Kişi:
- Peki… Selam söyle diğerlerine…

Sokakta ki Adam:
- Olur… Onlarında sana selamı var… İyi Geceler…

Gerçek Kişi:
- Günaydın…

Hayati Kişi:
- Günaydın… Sigara? Kahve?


Beden Mekan

İlgilerinize - Bilgilerinize

http://bedenmekan.blogspot.com/

Lütfeennn Lütfeennnn

Kendimi Yalan hayatlara karşı yabancı, yabancı hayatlar karşısında yalancı hissediyorum... Yabancı bir yalancıyım inanmayın bana..

İşte Böyle Birşey...

Hepimiz Biliriz ya ... Zülfü'nün bir şarkısı vardır.. Çırak aranıyor..

elim sanata düşer usta
yürek acıya
ölüm hep bana
bana mı düşer usta?

işte kaçımız acaba Müslüm'den dinlemişizdir.. : ) Ben dinleyenlerden olarak paylaşmak istedim...

http://www.youtube.com/watch?v=2GValJtbZ_0           Bkz. Müslüm...  :D

Aslında Bambaşka bişey yazmak için açmıştım fekat ne yazacağımı unutacak kadar güzel vakit geçirdim hz. LOADING kısmında..

Aldım defterimi ( Hiç Yok ya onda Loading ) yazdım Çatır çatır..

Yazarken Bi ara Gevher'in ablası aklıma geldi.. Şükran duygun..

Ahaaaa.... hatırlar gibi oldum ne yazıcağımı bi sn....

( Bkz. Adam hatırlar.. Toparlar.. Deftere yazar.. Arada Yazar iken KIZILIRMAK'tan GÜNÜN İLK IŞIĞI dinler... Sonra Güzel bir derin nefes.. Bir SAMSUN 216 ( Kapaklı Yada ecnebice BOX ) oh.... Kısa bir mola... )

Ve Gece Erkan OĞUR ile devam ederken... Sırtını güne dayamış bu geceden hayrı beklemeyen bu insandan hayır bekleyn bu güzel kedi huzur sunarken..

kan Gibi Kırmızı Şarap'mı? Vah Gogh gibi bira mı?

Yoo yooo.. Güzel bir uyku.. Günaydına'a Hasret...

MerCi.. yaşanılan ve yaşatılan her güzel anın adına teşekkürler...

Aranızda Bazılarını diğerlerinden normal olarak daha çok seviyorum...

Onlara DUBLE.. Diğerlerine TEk..

Mallığım, Varlığınıza armağan olsun..

İyi ki doğdun Ms. TURGUT.

--------------

Genelde böyle uzun yazamıyorum. Uzun yazdıklarım uzun yazırdıklarınla, yazdıracaklarıyla huzur içinde uaynsın...

--------------

extr. GÜNAYDIN... O'nlara...

--------------- 

Bunu söylemek çok güzel bir gurur ve onur sunuyor insana.. ( Bkz. Bilene, Anlayana.. Bkz. Ötekileştirmek..)


All For One... One For All...