Anlatmak… Anlamak…

Otobüste Buket’le birlikte şehir içi seyahat halindeydik. Okuldan çıkmış diğer kimliklerimize doğru ilerlemekteydik. Yine yanak ve otobüs camı paralel, alınan nefes buharlaştırıyor camı. Bir dolu insan, Bir dolu hayat akıyor sokaklarda. Bir kısmı da bizimle birlikte seyahat halinde.  Düşüncelere dalmışız topluca otobüsün gürültüsünün sessizliği çerçevesinde. Yolda tekerlekli sandalyede bir çocuk gördüm. Koşması gereken zamanda yürümeye hasret. İçim ürperdi. Nefret ederim içimden “Yazık”ın geçmesinden. Hemen konuyu değiştirdim kendimden. Ben acaba süper kahraman olsam ne olmak isterdim diye…

Görünmezlik?
Neden öyle bir şey isteyeyim ki? İleri düzey dedikodu manyaklığı…

Uçabilmek?
Ne gerek var kuş muyum ben.. Ayrıca yapa yalnız uçmaktansa yürümeyi tercih erim.

İnsanların zihnini okumak?
Amaan Allah korusun.. Bu halde bu kadar acı çekiyorsak…

Marvel’den DC’ye Heroes’dan Starwars’a şöyle bir gezdim.. Yok ağabeycim bilinen süper güçler hiç de süper güç değiller bana göre.

Ve bir anda buldum nasıl bir süper kahraman olmak istediğimi… Ve Hayatın sırrını bulmuşçasına Buket’e döndüm. Daha yüzünde yaşamın izlerini barındırmayan Buket’e…

“Buldum” dedim… “Nasıl bir süper kahraman olmak istediğimi buldum”

Heyecanla döndü Buket. “Ne olmak istiyorsun Alper abi?” Çok muhteşem bir şey bekliyordu belikli.

“Öyle bir gücüm olacak ki, duyguları kelimelerle anlatabil cem. Ve karşıdaki de anlıyacak.  Hem kendi duygularımı hem de karşımdakilerin duyguları kendilerine.”

Şöyle bir yüzüme baktı hafif bir gülümsemeye. “ Bu mu be Alper Abi? ”




































Reveur : Koray ÖZBEY

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder