4 Haziran 2012 / Merci / Avec plaisir

"Herkesin derdi kendine" derler...
Ama ben bu kadarım.. Buna bir çözümümüz var mı? Ve şu an bu kadar dan da azım.. Radyolarını yeni açanlar için yapabileceğim hiç bir şey yok... Bu kadar/dan azım..

Birliktelik: Büyüdüğün insanlarla yaşlanabilmek mi dir ki? ayıra bildiğim kadar ayırdım.. Kuralları bilmediğimden.. Ama kuralları bilmiyorum yada uymuyorum yada uyuyorum diye beni anlamaktan yada uyandırmaktan vaz mı geçecek/tin...

"Remember when you were young, you shone like the sun." diye girdi adam tam ben bunları yazar iken..

ilk defa "Kaybetmenin- acısını yaşıyorum.. Yada duygusal olduğumdan abartıyorum.. Bu halim belki keyif veriyor belki acı.. Ne fark eder.. Umur artık aramızda değil gibi.. (Yok yok ben kesin duygusal davranıyorum) Belki de bu "Hala" bir teselli..

Ama benim ben..

4 haziran 2012... Artık göz kapaklarım daha ağır... Uyanık kalamıyorum... Uyuyunca uykusuzluğuma şükrederek uyanıyorum.. Yorgunum... Anlatamıyorum...

Her şeyi geçtim... Ağlayamıyorum...

Mutlaka herkesin kendine göre bir sebebi vardır ama "Anlayamıyorum"..

Her şeyi geçtim... Ağlayamıyorum... Anlamak gibi bir çabam yok.. salaklığımın farkındayım ama Ağlayamıyorum..

"Keşke çimenler eski kadar yeşil olsa" diye devam etmek de isterdim, dizlerime kadar toprağa batmış iken... "Boy vermek" her yerde eğlenceli değilmiş..

-- Toprak çok güzel gelsenize... Mis gibi kokuyor.. --


Seni bilemem.. Ama benim için bir zevkti.. Şükran ile...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder