Ateş - Köz - Duman

[Üç dört tane mumun aydınlattığı geniş ama bir o kadar da boş bir salonda. Ayakta duruyordur ve sehbadaki muma bakar. ]

- Biraz susarmısınız lütfen Mademoiselle... Çölün ne ilk ne de Son Baharı olur... Onun için belkide bir serapsındır bu kumul tepelerinin üzerinde. Dudaklarımda adı kalmış sadece ab-ı Hayat'ın. Biraz koku, biraz korku...

[der ve sehbada ki muma çevirir yine bakışlarını]

- Ay ne kadar da sizsizdir şimdi.

[Sanki hala saçları uzunmuşcasına ceketini giyerken sıkışmaması için toparlamaya çalışır. Elindeki hiçliğe bakarak]

- Rest

[der... Utanarak gülümser...]

- Yüzünde yaşam izleri varoluca bir göç başlar ya hani bilinmezliğe.

[yorgunluktan titreyen ellerine bakar. Kara ellerine...]

- İşte çıkmıyor o lekeler.. Uğraşma... Kaçarken her zaman daha da derine batıyorsun bu aynazda. Daha çok kirleniyorsun. "Ağlayamam" diyordun ya hani, tanıştığımıza memnun oldum.

[Kirli ellerine tekrar bakar titremelerinin durması için yalvarırcasına. Al yanaktan kurtulmaya, gül döşe düşmeye çabalayan belki de kalan son gözyaşını rica edercesine alır titreyen parmağıyla. sehbada ki mumu söndürür bahşedilmiş nem ile.]

Mevzu bahşetmek ise, fukaranın tesellisini de azabını da hissedebiliyor isen yeltenmelisin. Büyük konuşmamalısın soluklarından sonuncusunu almıyor isen... Yoksa sen nasıl yenileneceksin? Acaba gerçekten "Nede" güzel gözlerin varmış da ben onu görebilmişim? Nedeyse? Nerdeyse? Nedense bilemem Ama Ne de güzel gözlerin varmış...

[Dumandan Halimiz Duman çalarken sadece sönen mumun dumanı görünmektedir]

bu gün...

Bu günü de kendimle yaşayayım.... Gerisi size kalsın... 
Söylenememiş sözlerin kalması en acısı...
Yürekten, koparcasına.... Söylenememiş sözlerin kalması en acısı....
Sizin kisi tasvir.... Benden başka kim bilebilir var ettiğim BİZ'i

Bu günü de kendimle yaşayayım.... Gerisi size kalsın... 
Yine,
Yine,
Yine...........


evet dokunduğum her herde yaşlılık, yaşamışlık, yanlışlık, yabancılaşmışlık var...
Ama "sen" Başkasın, anlayamazsın.... başkasın....

Gülümse....

---------------------------------------------------------------------------------
Üzerine alınan, üzerin/m den atan... herkese şükran ile...

Ne de Güzel Gözlerin Varmış Medusa.............biz...........

Gidiyor...

İşte başlıyor… Az önce düğümlendi nefesim boğazımda… Ruhun bedenine sığmaz ya hani.. Kalbin her zamankinden daha büyük gibi gelir  ve  göğsünü yarıp dışarı çıkacakmış gibi çarpar… Gerçekten “ÇARPAR”…

O dipsiz kör kuyunun içinden güneşi görmek için çabalarsın… Zaman geçmiyor gibi olur... Sesler kaybolur, renkler solar, parmaklarını hissedemezsin… Fikrin, hissin, bedenin düğümlenir boğazında…

Kendinle Kalırsın…

Gidiyor… İçimden bir şey kopuyor... Gidiyor…

Bilmek, beklemek yetmiyor… Gidiyor… İçimden bir şeyler kopuyor…

Yarım kalmış gibi... Her zaman ki gibi…

Anlatılamamış, anlaşılamamış… Yarım kalmış gibi…

Gidiyor… İçimden bir şey kopuyor… Gidiyor…

Huzur gidiyor… Kendimi sevmiyorum… Huzuru istiyorum…

Gidiyor…

yine…


ÖĞRENDİM

Bugün anladım ki;
çok seviyorum Elif TURGUT'u. Kim derdi ki o günlerden bu günlere gelip, böyle bir dostluğa adım atalım. Hiç sevmezdi Elif beni, hoş hala da pek sevmez :) ama yok yok sever biraz.


Bir de öğrendim ki;

Elif'in bilgisayarında bloguma girmemem gerekirmiş.



--------- Not --------


Yukarıdaki yazıyı anladığınız gibi Elif TURGUT Yazmıştır.... Seviyorum Sevmeyi, Seviyorum Sevilmeyi.. Ama en çok Seviyorum...

Rüya

Bir kadınla tanıştım. Evde ilk uyuyan olunca en güzel rüyayı kapacağına inanan… Uyku uyutmuyor bana günlerdir... Var mı inanan…

HUZUR

Çalınamaz huzur dediğin, sen gitmesi için çaba sarf etmezsen......



Yanıbaşımda, Yanımda, Yakınımda... Yanyana... Ben, Sen, Biz......
Huzur...

Danset Benimle

Benim ile benim sokaklarımda dans et.
Göstereyim sana taşıdıklarını,
Tat bakalım bir de böyle var olmayı,
Yere dökülen şarap gibi buhar olmayı.
Bedeninle ruhunu ayır.
Ayrı ayrı dans etsinler çıplak ayaklarla.
Yaşamı hisset parmaklarına vuran rüzgarda,
Niye yerinde durasın Sarhoş gibi dönen bu dünyada.

Untitled (Bulamadım Naapayım)

Korkma Çingenelerden
Yıkanır arınırsın kirlerinden.
Unutursun söylediği şarkıları ettiği dansları.
Çalabileceği şeyleri yerine koyarsın.

Bir zaman sonra hissedersin pak teninde bir leke,
Geçmeyen kara bir leke…
Bir şarkı başlar ruhunda,
Olmayan yerlerden, yersizlikten…
Bir bakarsın ki gitmiş bir şeyler senden,
Yerine koyamayacağın şeyler.

Sığmaz gibi olmuş ruhun bedenine…
Kork Gadjo Çingene’yi sevmekten…
Ama korkma Çingenelerden…

RED & WHITE

3 Harf

Yokluğunu bile seversen, varlığından alacağın hazzı bir hayal etsene.
Sokak gibi, Serin ama samimi.
Şarap gibi, burukluğu kadar leziz.
Sigara gibi, zararı kadar nefis.
Nefes kadar benim, hava kadar sensin.
Rüzgâr gibi sensin, içi ürperen benim.
İnanç kadar siz, isyan kadar biz.
Varlığını bile bilmeden, yokluğunu hissetsene.

Üç harften ibaret AŞK dediğin.

H
İ
Ç

HİÇ diyebildiğinde başlayabiliyor AŞK